Kurumsal Refleks Olarak Çeviklik
Firmalar açısından, beklenmeyen değişimlere uygun şekilde, zamanında yanıt vermek, değişimden ve değişimin avantajları olarak görülen fırsatlardan yararlanmak çeviklik kavramı ile anlatılır. Dışsal uyarımlar sonucu ortaya çıkan içsel ve ani tepki şeklinde algılandığında çeviklik, bir “refleks” olarak ifade edilebilir.
Yaklaşımın, yalnızca imalata bağlı şekilde yapılan tanımlamalarının terk edildiği, bütünsel bir arayıştan yola çıkılarak oluşturulan sakin bir kavrama dönüştüğü gözlenir. Kavramın, içinde taşıdığı dönüşüm ruhuna ek olarak, yenilikçilik ve özgünlük habercisi olduğu ifade edilir. Yıllar içinde yaklaşıma yönelik yapılan farklı bakışlar ile çeviklik kavramının zenginleştiği görülür.
Çeviklik ile altı çizilmek istenen; dinamik ve değişen çevreyi yönetmek adına ortaya çıkan yeni çözümün adı olarak, küreselleşen birey, fikir ve ürün çerçevesinde, her açıdan rekabet edebilmenin koşullarından biri şeklinde algılandığıdır. Özetle çeviklik, firma işlevselliğinin etkileşim içinde olduğu çevre ile çatışması sonucu oluşan bir yönetim fenomeni olarak ifade edilir. Firma ve yoğun ilişkide bulunduğu çevresi ile gizli bir potansiyel olarak ortaya çıkan çeviklik deneyimi, firmaların açığa çıkan bitimsiz enerjileri olarak algılanır.
Çeviklik argümanı, firmalar için geleceği şekillendirmenin bir yoludur. Firmanın sahip olduğu kaynakların, içinde bulunulan zamana göre akılcı kullanım yollarından biri olarak tanımlanan çeviklik, söz konusu kaynakların daha pragmatik yönetilmesi mantığından yola çıkarak, küresel yönetim sistemlerinin, radikal şekilde yeniden düzenlenmeleri gereği olduğunu da ortaya koyar. Bir anlamda, küresel olarak görünür olabilmenin, firmanın koruma kalkanı görevini gören çeviklik kavramına düştüğü kabul edilir. Bu bağlamda, firma pratiklerinin, küresel değişim ve dönüşümlere odaklanmaları ile geçirilen yenilikçi evrimin “kurumsal çeviklik” ile açıklandığı ifade edilir.
Belirsizlik ve kaos odaklı gelişen kurumsal çeviklik, rekabetin yeni kriterleri arasında yerini alır. Firmaların küresel iş paylarını yükseltmek için; proaktif davranan, ani yanıt verebilen, yetkinlik sahibi, esnek olan, seri hareket eden ve paydaşlarına (iç ve dış) odaklanan olmaları gerekliliğinin farkına varılır. Rekabet yorgunluğuna çare olan kurumsal çeviklik, firmalar için bir "değişim, dönüşüm ilhamı" olarak kabul edilir. Kurumsal çeviklik, küresel dünyanın uzlaşılamaz ayrılıklarında, firmaların geliştirdiği bir refleks olarak tanımlanır. “Kurumsal refleks” olarak çeviklik, değişimlere karşı verilen bir yanıt, geliştirilen bir yetenek, kazanılan bir özellik ve de firmaların ulusal ve uluslararası alandaki direniş stratejisi şeklinde algılanır.